Meme Kanseri Nedir?
Kanser memede bulunan süt bezleri ve sütü taşıyan kanallardaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde ve sürekli çoğalmasıyla meydana gelir. Meme kanserlerinin yaklaşık olarak %80’i sütü taşıyan kanallardan (invaziv duktal karsinom), geriye kalan yaklaşık %20’lik kısım ise sütü üreten salgı bezlerinden (invaziv lobüler karsinom) ve bunların taşıyıcı kanallarla birleştikleri yerlerden gelişir. Fakat bunların haricinde nadiren de olsa medüller, tübüler ve müsinöz gibi farklı meme kanseri histolojik tipleri de bulunur. Meme kanserindeki sıklıkla bir tek hücrenin çoğalarak kitle oluşturması ortalama 7-8 yıl alır. Bu süre kanserin büyüme hızına göre değişir. Kanser hücreleri çoğaldıktan sonra lenf düğümlerine ve kan dolaşımı aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine yayılım gösterebilir.
Meme kanseri, meme dokusunda ya da koltuk altında şişlik ve kitle varlığı ile karakterizedir. Ancak meme ucundan gelen akıntı ve memede şekil bozukluğu gibi belirtilere de yol açabilir. Meme kanserinin erken dönemde tanısının koyulması, tedavi şansını büyük ölçüde arttırır. Bu yüzden meme dokusu içinde şüphe uyandıran kitle varlığında mutlaka hekime başvurulmalıdır. Ayrıca 40 ila 69 yaş aralığındaki kadınların, iki yılda bir kez mamografi çektirmeleri ve sağlık taramalarını yaptırmaları önerilir. Bu sayede henüz ele gelmeyen kanserler fark edilerek çok erken tanı sağlanabilir. Meme kanseri tanı ve tedavi yöntemlerine geçmeden önce sıklıkla sorulan “Meme kanseri nedir?” sorusunu yanıtlamak gerekir. Meme bölgesine ait hücrelerde başlayan meme kanseri, kalp ve damar hastalıklarının ardından en fazla ölüme neden olan hastalıkların başında yer alır. Kadın ve erkeklerin toplamında dünyada en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri, nadiren erkeklerde de görülebilir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de sağlıklı hücrelerin DNA’larında bir takım bozulmalar gerçekleşir.
Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde sürekli çoğalmasıyla oluşur. Meme kanserinde, kanser hücrelerinin oluşumu ve çoğalımı, başlangıç döneminde son derece yavaştır. Bu dönemde kişinin fark edebileceği bir belirtiye de neden olmaz.
Kanser evresi ilerledikçe hücrelerin çoğalım hızı da artar. Bu da dolaşım sistemi ve lenf bezleri aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine hızla yayılmasına yol açar. 50 ila 70 yaş aralığında oldukça yaygın olarak görülen meme kanserinin görülme ihtimali, ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kişilerde daha fazladır. Bu yüzden 40 yaşından itibaren tüm kadınların meme kanserine karşı meme kanserinin tek erken tanı ve tarama testi olan mamografi yaptırılması önerilir. Tüm bunların yanı sıra menopoz döneminde kullanılan bazı hormon ilaçları da meme kanseri riskini arttırır. Sıklıkla sorulan “Meme kanserinde risk faktörleri nelerdir?” sorusunu yanıtlamadan önce “Meme kanseri belirtileri nelerdir?” sorusunu cevaplamak gerekir.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Erken dönemde belirtiye yol açmayan ancak mamografi ile teşhis konulabilen meme kanseri vakalarında kanserin evresi ilerledikçe belirtiler de ortaya çıkar. Meme kanseri varlığında görülen belirtilerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
- Meme dokusunda ya da koltuk altı bölgesinde hissedilen ağrısız şişlik ya da kitle, Meme ucundan kanlı ya da şeffaf akıntı gelmesi,
- Meme ucunda yara veya kızarıklık oluşması,
- Meme başında (areola) çökme, renk değişimi gibi şekil bozukluğu olması,
- Meme başında deri döküntüsü ve soyulma gibi cilt problemlerinin varlığı,
- Meme cildinde bozulma, portakal kabuğu görünümü ya da kalınlaşma
- Memenin asimetrik büyümesi,
- Memede ağrı
Meme Kanseri Evreleri Nelerdir?
Meme kanseri evreleri şu şekilde sıralanabilir:
Evre 0: Kanserin başlangıç evresi olan bu dönemde kanser hücreleri henüz mevcut kapsülünü aşarak meme dokusuna yayılmamıştır.
Evre 1: Kanserli hücrelerin oluşturduğu kitle, 2 cm’den küçüktür ve kanser, henüz lenf bezlerine ulaşmamıştır.
Evre 2: Tümör 2 ila 5 cm. aralığında bir boyuta sahiptir. Kanser, lenf bezlerine yayılım yapmış olabilir.
Evre 3 : Kanserli 5 cm. Üzerinde veya cilde ya da göğüs duvarına doğru yayılmış ve lenf bezlerine metastaz yapmıştır.
Evre 4: Meme kanseri, vücutta bulunan diğer doku ve organlara sıçramış ya da farklı bir deyişle metastaz yapmıştır.
Meme Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Her 8 kadından birinde görülen meme kanserinin gelişiminde bazı risk faktörlerinin olduğu bilinmektedir. Yalnızca 50 yaş ve üzerinde olmak bile meme kanseri için risk faktörüdür. Ancak genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde tüm meme kanserli kadınların yaklaşık yarısı 50 yaşın altında ve %20si 40 yaşının altındadır. Yani ülkemizde meme kanseri gelişmiş ülkelere göre daha genç yaşlarda görülmektedir. Bu nedenle ülkemizde meme kanseri için mamografik tarama yaşı batı toplumunda olduğu gibi 50 değil 40 yaştır. Gelişmiş ülkelerde meme kanseri tanısı alan kadınların yaklaşık %70’i 50 yaş ve üzerindeki kadınlardan oluşur. 55 yaşından sonra menopoza girilmesi de meme kanseri görülme riskini arttırır. Menopoz döneminde 5 yıldan fazla süreyle östrojen tedavisi alan kadınlarda da meme kanseri görülme sıklığı daha yüksektir.
Meme kanseri oluşumunda rol oynadığı düşünülen etkenler şu şekilde sıralanabilir:
- Kadın olmak,
- Obez ya da şişman olmak,
- Düzenli olarak alkol kullanımı,
- Menarş (ilk âdet görme) yaşının küçük olması (12 yaşından önce),
- Hiç doğum yapmamış olmak,
- Hiç emzirmemiş olmak veya 12 aydan daha kısa süre emzirmek,
- İlk doğumdan önce uzun süre ile doğum kontrol hapı kullanmak,
- İlk doğumun 30 yaşından sonra yapılmış olması,
- 55 yaşına kadar menopoza girmemiş olmak,
- Menopoz döneminden sonra hormon tedavisi almak,
- BRCA-1, BRCA-2 hastalıklı meme kanseri genlerine sahip olmak,
- Ailede meme kanseri öyküsünün bulunması,
Meme Kanseri Tanısı Nasıl Koyulur?
Meme kanserinde erken tanı, tedaviyi kolaylaştırdığı gibi tedavinin başarı şansını da arttırır. Erken tanıda amaç, kişide henüz meme kanseri belirtileri oluşmadan kanser bulgularının fark edilmesidir. Meme kanserinin erken tanısı için kadınların 20 yaşından sonra ayda bir kez âdet döneminin ardından geçen 1. haftada elle kendi memesini muayene etmeleri gereklidir. Memede asimetri, kitle, ciltte ve meme başında çökme gibi farklılık hisseden kadınların aile hekimi, kadın doğum uzmanı veya cerrahi uzmanına başvurması gereklidir.
Kadının hekime başvurmasının ardından öncelikle hastanın anamnezini alınır, fizik muayenesi yapılır ve mamografi, ultrason, ve MR gibi tanı yöntemleri istenebilir. Gerekli durumlarda meme biyopsisi yapılır ve tanıya gidilir. Meme kanserinden erken tanı ve tarama yöntemlerinden önemli bir tanesi de klinikte meme muayenesidir. Kadınların 40 yaşından itibaren yaşam boyu her yıl aile hekimi, kadın doğum uzmanı veya cerrahi uzmanına muayene olmaları gereklidir. Yüksek risk grubunda olmayan kadınların 40 yaşından sonra en az iki yılda bir kez mamografi çektirmeleri önerilir. Yaklaşık 20 dakika süren bu işlem sayesinde meme kanseri çok erken dönemde fark edilebilir. Meme kanseri risk faktörleri bulunan kişilerde ise mamografinin yanı sıra ultrason ve MR gibi farklı radyolojik görüntüleme yöntemleri daha erken başlayabilir.
Meme Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?
Meme kanseri tedavisi, hastanın genel sağlık durumuna ve meme kanserinin evresine göre farklı şekillerde yapılır. Tümör erken evrede fark edilmiş ise tedaviye ameliyatla başlanır. Şayet hastalık koltuk altına yayılmış ise, memedeki kanser ve metastaz düşünülen lenf bezinden biyopsi alınır. Bunlara kemoterapi sonrası bulunabilmeleri amacı ile bir işaret yerleştirilir. Kemoterapiden sonra ameliyat daha sonra da radyoterapi yapılır. Uygulanan multidisipliner tedavi yöntemleri ile hastalığın tamamen iyileşme şansı oldukça yüksektir. Meme kanserinin tedavisi sırasında memenin korunmasına çalışı gözetilir. Lumpektomi yöntemiyle kanser hücreleri ve çevre dokular çıkarılır. Zorunlu durumlarda mastektomi denilen yöntem ile meme dokusu tümüyle alınır ve uygun hastalarda silikon implant ile yeni meme dokusu oluşturulur.